Tutumun tanımı ve tutum nedir?: Tutumlar doğuştan getirilmez, öğrenilir. Sosyalleşme ile öğrenilir. İnsanların sahip olduğu tutumların birçoğu tutum nesnesiyle ilgili bir doğrudan yaşantının ürünüdür. Yani köpeklere karşı olumsuz bir tutuma sahip olmak genelde çocukken bir köpek tarafından ısırılmış olmanın ürünüdür.

Eğer kendinizi tilki avına karşı çıkan biri olarak görüyorsanız, tilki avının yasaklanması amacıyla düzenlenen yürüyüş ve toplantılara katılırsınız büyük olasılıkla. Bu tür etkinliklerde yer almanız muhtemelen sizin tilki avına karşı olan tutumunuzu daha bir keskinleştirecektir.

Tutumla İlgili Kavramlar           

  1. Değerler: değerler ve tutumlar genelde farklı şekillerde ölçülür. Tutumlar bir nesneyi kayırma derecesindeki değişiklikleri yansıtmak üzere ölçülürken, değerler yaşamımızdaki rehber ilkeler olarak taşıdıkları önem açısından değerlendirilirler.
  2. İdeoloji: ideoloji terimi, değer terimiyle bir ölçüde örtüşmektedir. İdeoloji yaygın biçimde paylaşılan bütünlüklü bir inanç sistemine işaret eder. Genelde açıklayıcı bir işleve sahip olan sosyal ya da siyasal bir referans noktasıdır.  Bizim için en bildik ideolojiler, dinsel ve sosyo-politik ideolojilerdir. Bunlar dünyadaki pek çok gruplar arasındaki çatışmaya kaynaklık yapar.
  3. Sosyal temsiller: olaylara verdiğimiz tepkiler, uyaranlara verdiğimiz cevaplar, verili bir tanımla ilişkilidir.  Bu tanım ait olduğumuz topluluğun bütün üyelerinin ortaklaştığı tanımdır.

Tutumların Ölçülmesi

Tutumları ölçmek kolay değildir, zira tutumlar doğrudan gözlemlenemez. Kişinin zihnindeki bir şeyi nasıl ölçebiliriz? Genel çözüm, kişilere soru sormaktır. Araştırmacılar ağırlıklı olarak bu stratejiye bel bağlarlar. Ve çoğunlukla tutum anketleri veya ölçekleri kullanırlar.  Likert’in “toplamalı sıralama metodunda katılımcılara bir dizi tutum cümleler sunulur.

Ve onlarda 5 puanlık bir ölçek kullanılarak;

  • kesinlikle katılıyorum,
  • katılıyorum,
  • kararsızım,
  • katılmıyorum,
  • kesinlikle katılmıyorum.

her bir cümleye ne derecede katıldıkları belirtilir.

Tutum Ölçeklerinin Günümüzde Kullanımı:

Oldukça karmaşık değerlendirmeler yapmak için likert ölçeğiyle duygusal anlam ölçeği bir arada başarıyla kullanılmıştır.  Örneğin seçmenlerden duygusal anlam ölçeği kullanılarak çeşitli konuları değerlendirmeleri istenebilir. Sonrasındaysa onlara bir Likert ölçeği kullanarak her bir adayın belli konulardaki konumu hakkında ne düşündükleri sorulabilir. Bu iki ölçümü birleştirdiğimizde, bu seçmenlerin kime oy vereceğini kestirmemiz mümkün hale gelir.

Fizyolojik Ölçümler:

Tutumları değerlendirmek üzere çeşitli fizyolojik ölçümler kullanılmıştır. Bunlar arasında deri direncini, kalp atım hızını, göz bebeğinin büyümesini sayabiliriz. Kişinin tutumu çoğunlukla nötr bir nesnenin ( sözgelimi bir somun ekmeğin)  bulunduğu ortamda okunan fizyolojik değerle ( sözgelimi kalp atış hızı ) tutum nesnesinin ( sözgelimi çekici bir kişi)  bulunduğu ortamda okunan değerin birbiriyle karşılaştırılmasıyla çıkarsanır.

Açık Davranış Ölçümleri:

Tutumları ölçmenin bir başka yolu insanların ne yaptığını izlemektir, zira insanların davranışları tutumlarının göstergesi olabilir.  Bu teknik insanlar ancak kendi davranışlarının gözlendiğinden habersiz oldukları zaman güvenilirdir.

Sözel olmayan davranışlar da bir tutum ölçüsü işlevini görebilir. Örneğin birbirinden hoşlanan insanlar birbirlerine yakın otururlar. Dolaysıyla eğer bir bekleme odasındaki yabancılar başka grupların üyelerinden uzağa otururlarsa ortada bazı önyargılar olduğu yolunda bir çıkarsamada bulunabiliriz.

Tutum Ölçümlerinde Problemler ve Çözümler:

Tutum araştırmacıları katılımcılara soru sorduklarında, katılımcıların kendi gerçek duygularını açığa vurma konusunda isteksiz davranmaları hep olasıdır. Bu durum kişinin tutumunun ( örneğin ırkçı görüşlere sahip olmak) egemen norma ( örneğin bütün sosyal gruplar için fırsat eşitliğinin sağlanması) ters düştüğü anlarda özellikle karşımıza çıkar.

Araştırmacılar bu tür sorunları çözmek için bazı teknikler geliştirmişlerdir. Bunun bir örneği düzmece boru hattı tekniğidir. Düzmece boru hattı tekniği, katılımcıları yanılttığı,  ve özel yaşama girdiği için etik açıdan sakıncalar yaratabilir. Araştırmacılar bu tekniğin kullanımını gerekçelendirmek için araştırmadan elde edilecek bilimsel yararın olası etik sakıncalardan daha ağır bastığını gösterme gereği duyarlar.

Tutum araştırmalarını birbiriyle karşılaştırırken iki problemle daha karşılaşırız:

  1. Tutumun tanımı konusunda temel bir görüş ayrılığı,
  2. Herkesçe kabul gören ölçüm metotlarının neredeyse yok denecek kadar az oluşu.

Bir tutumun nasıl tanımlanacağı ve sonrasında nasıl ölçüleceği konusunda anlaşma olsa bile, verilerin işleme tabi tutulma biçimi bir araştırmadan diğerine belirgin farklılıklar gösterebilmektedir.

Tutum Ölçümüne İlişkin Son Birkaç Söz:

Tutumların biliş, duygu ve davranış olmak üzere üç bileşenden oluştuğu düşünülmektedir. Ne var ki tutum araştırmalarında geleneksel olarak yapılan şey bir iletişim ortamında bir küme inançsal ya da bilişsel tutum cümlesi sunmak, sonrasındaysa duygulanımdaki değişmeleri ölçmektir.  Daha da tuhaf olan ve insanı telaşa sevk eden şey ise, psikolojik ölçekleme ( psikometri) ile tutum değişimi alanlarının birbirlerini büyük oranda ihmal etmiş olmalarıdır.  Tutum ölçekleri kullanan kimi araştırmacılar ölçüm işlemini kolaylaştırma temelinde çeşitli ölçülere başvurmaktadırlar.

Nihayet şunu da hatırlamalıyız ki, belli bir tutumu saptamakta başarısız olmamız, o tutumun var olmadığı anlamına gelmez. Seçtiğimiz metot belki de o tutumu ortaya çıkarma yeterliğimizi sınırlamaktadır. Dahası bir tutum bir süre sonra yeniden ortaya çıkabilir.

SONUÇ:

  • Tutumlar alanın ilk günlerinden beri sosyal psikologların ilgisini çeken temel konulardan biri olmuştur. Tutumu sosyal psikolojinin en önemli kavramı olarak gören anlayışlara da rastlamak mümkündür.
  • Tutumun yapısıyla ilgili kuramlar tutumların sosyal açıdan anlamlı nesnelere ( insanlar ve meseleler de dahil olmak üzere) ilişkin uzun süreli ve genel değerlendirmeler olduğu konusunda çoklukla hemfikirdirler.
  • Tutumun yapısı en çok bilişsel açıdan incelenmiştir. İnsanların kendi inançlarında içsel olarak tutarlı olmaya çalıştıkları yollu görüngüye olan ilgiyi artırmıştır.
  • Tutumlarla davranışlar arasındaki bağlantı öteden beri bir anlaşmazlık kaynağıdır.
  • Akla dayalı eylem kuramı, spesifik bir edimi, o edimi gerçekleştirme niyetinin ölçülmesiyle ilişkilendirme gereğini içermektedir.
  • Güçlü bir tutum, tutum nesnesiyle güçlü bir değerlendirici bağlantıya sahiptir. Bu tutumu bellekte daha kolay erişebilir kılar; tutumun harekete geçirilme ve ilgili davranışın sergilenme olasılığı artar.
  • Tutumlar öğrenilir ve dolaysız yaşantı, koşullama, izleyerek öğrenme ve kendi davranışlarımızdan çıkarsama yapma yoluyla oluşturulabilir.
  • Değer, tutumlarla ilişkili olarak yön verici ve organize edici bir rol oynayan yüksek mertebeden bir kavramdır. İdeoloji ve sosyal temsiller de diğer ilgili kavramlardır.
  • Tutum nedir ve tutumları ölçmek hem önemli hem de zor bir iştir.
  • Fizyolojik ve açık davranış ölçüleri tutum ölçümünde kullanılan diğer doğrudan teknikler arasındadır.