SOSYAL POLİTİKA VE SOSYOLOJİ

Sosyal politika nedir? Sosyal politika, sosyal sorunları çözmek ve önemli görülen diğer hedefleri gerçekleştirmek için, ulusal ve yerel yönetim veya değişik türdeki gönüllü kuruluşlar tarafından uygulanan plan ve eylem paketlerine işaret eder. Sosyologların yaptıkları araştırmalar sorunların neler olduklarını, hangi tür sosyal politikaların bu sorunların çözümünde işe yarayacağını ve sosyal politikaların işleyip işlemediğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır.

  Spesifik olarak aileyi hedefleyen sosyal politikaların iki ana türü vardır;

  • Birincisi, aileye doğrudan maddi yardımlar sunmayı hedeflemektedir: Örneğin, nakit yardımlar, vergi indirimi, çocuk yardımı gibi yardımlar aracılığı ile ailenin refaha ulaşması ve yetişkin – çocuk yoksulluğunun düşürülmesi hedeflenmektedir. Çocuk Destekleme Kurumu da evde babaların olmadığı ailelerde çocukların iyi yetişmesi için babaları bulup uyarmaktadır.
  • İkincisi, ebeveynlerin ücretli işin ve aile yaşamının zorluklarına karşı dengede olmaları amacıyla desteklemelerini, çocukların desteklenmesi için annelik ve babalık izinlerinin verilmesini kapsamaktadır. Ebeveynlere çocukların doğumu takip eden ilk yıllarda çocuk bakımı eğitimi verilmesi ve ana-babalık becerilerinin geliştirilmesinin sağlanması, çocukları koruma politikaları, yalnız ebeveynlerin ücretli işte çalışmasının teşvik edilmesi bu gruptaki sosyal politikalara dahildir.

1- EVLİLİK VE AİLELER ZAYIFLAYAN SOSYAL KURUMLAR MIDIR?

evlilik

Ailelerin Zayıfladığını İddia Eden Tartışmalar

Bugünkü Britanya’da evliliklerin yaklaşık %40’ı muhtemelen boşanmayla sona erecektir ve her 4 çocuktan biri 16 yaşına geldiğinde ebeveynlerinin boşanmasını deneyimlemiş olacaktır. Bugün Britanya’da bakmakla yükümlü olunan çocuklu ailelerin aşağı yukarı dörtte biri, sadece tek bir ebeveyne sahiptir. Doğumların yaklaşık %46’sı evlilik- dışında gerçekleşmektedir ve bu oran her yıl giderek artmaktadır. Bir milyondan daha fazla çift, evlilik düğümüyle bağlanmayı reddetmektedir- bütün çiftlerin onda biridir bu oran. 2020de bu oranın 1,7 milyona çıkması beklenmektedir ve bu da bütün çiftlerde yedide bir oranına tekabül etmektedir. Boşanmanın, evlilik-dışı birlikteliklerin, yalnız ebeveynli ailelerin ve yeniden oluşturulan ailelerin oranlarındaki artış ailenin zayıflamakta olduğunun resmini çizmektedir. Bu durum, pek çok sosyal hastalığın nedeni olarak suçlanmaktadır; ahlaki standartların düşmesi, sosyal düzensizlik madde bağımlılığı, suç, Vandalizm, anti-sosyal davranış, futbol holiganlığı ve toplumda düzeyi artan şiddet.

2- EĞİTİM

SOSYAL VE POLİTİK BİR MESELE OLARAK EĞİTİM

eğitim

Eğitimin önemli bir politik mesele olmasının nedenlerinden biri, eğitim sunmanın bir hükümet sorumluluğu olmasıdır. Hükümetler çocukların kaç yaşında okula başlayacağı, okul süresinin ne kadar olacağı ve öğrencilerin neleri öğrenmesi gerektiği konularında yasalar yaparlar. Eğitim, aynı zamanda oldukça pahalı bir iştir-Britanya’da 2010 yılında hükümet ve yerel yönetim harcamalarının yaklaşık %13 ‘lük dilimi eğitime harcanmıştır. Bu da yaklaşık 84 milyar sterlindir. Bu yüzden politikacıların eğitim sisteminin ne için olduğuna dair tartışmalara çok fazla ayırmaları muhtemelen şaşırtıcı olmasa gerektir. Eğitimin amaçları ve hedefleri, eğitim sisteminin ne sunması gerektiği ve nasıl yönetilmesi lazım geldiği meseleleri de politik meselelerdir. Bu politik meselelerin örnekleri aşağıda verilmektedir:

  • Eğitimin amaçları ve hedefleri nelerdir? Örneğin, okulların ekonomik sistemin ihtiyaçlarına hizmet etmekle ve işverenlerin istediği becerileri insanlara kazandırmakla ilgilenmesi gerekiyor mu? Örneğin, eğitim özellikle en dezavantajlı gruplara yardım elini uzatmalı mıdır veya eğitim çocukların ilgilerini ve yaratıcılıklarını uyarıcı bir etkinlik olarak mı tasarlamalıdır?
  • Belirli okullar için öğrencilerin seçiminde yetenek mi belirleyici olmalı?
  • Çocukların başarıları sınavla ölçülmeli mi, bu nasıl ve ne zaman gerçekleştirilmeli?
  • Eğitim standartları yeterince yüksek mi ve daha nasıl yükseltilebilir?
  • Çocuklarının okul seçiminde ebeveynlere şans verilmeli mi? Hükümet her türlü ilgi için ayrı okul fırsatları sunmak zorunda mı? Örneğin, her dini inanç için eğitim sunmak hükümetin sorumluluğunda olan bir şey mi?
  • Okulları kimler yönetmelidir? Şimdilerde olduğu gibi yerel otoriteler (yerel kurullar) tarafından mı yönetilmeliler? Yoksa özel sektör ya da ebeveynler topluluğu tarafından mı yönetilmeliler?