Veraset sistemine dayalı bir yönetim şeklini oluşturmaktadır. Aristokrasi kelime anlamı ile oligarşi yönetim biçimi ile aynıdır. Belirli bir zümrenin ülkeyi yönetmesine oligarşi denilirken; bu zümrenin zengin, soylu ve üst düzey kimseler olması aristokrasi anlamına gelmektedir. Oligarşi ile aristokrasi bir bütün yönetim şeklidir.

Aristokrasi Sözcüğü Kökeni

Aristokrasi kelimesi Türkçe diline Fransızca’ dan geçmiştir. Kelimenin kökeni Latinceye dayanmaktadır. Latince aristokratia anlamına gelmektedir. Veraset sistemi içerisinde üst düzey yöneticilerin yönetimi tek bir elde toplaması anlamına gelmektedir. Yönetim üst düzey sınıfa ait anlamı kelimenin tam karşılığını oluşturmaktadır. Aristokrasi bağlı bulunduğu her toplumda farklı şekillerde yorumlanmıştır. Bu durum da onun farklı bölgelerde farklı şekilde yönetime dahil olunması ile değişiklik göstermiştir. Oligarşi yönetim biçiminin değişime uğrayarak zaman içerisinde farklı yerlerde farklı isimler ile ortaya çıkması da bundandır. Aristokrasi de bu kavrama bir örnektir.

Aristokrasi Sözcüğünün Tarihi

ariktokrasi sözcüğüYunanistan’ ın Atina bölgesinde ortaya çıkmış olan bir yönetim şeklini oluşturmaktadır. Aristokrat halkın ülke yönetimine katkıda bulunması ile oluşturulmuştur. Yunan devletinde bu seçkin halk ordunun başındaki askeri zümreyi oluşturmaktadır. Askerlik kavramı, Eski yunan’ da cesaretin, üstünlük göstergesinin ve erdemin bir arada toplanmış olduğu bir vasıf olarak görülmektedir. Askeri kesimin halkı yönetmesi de halkı koruması ve devletin toprak bütünlüğünü sağlaması açısından saygı duyulması ile ilişkilendirilmiştir. Antik yunan’ da halkın belirli zümrelere ayrıldığı bir yönetim tarzı bulunmaktadır. En alt tabaka olan halk yani teba üstün ve soylu kimseler tarafından yönetilmektedir. İşte tam anlamı ile oluşan bu yönetim şekline de aristokrasi denilmektedir. Aristokrasi ile yönetimin ilişkilendirildiği bu sistemde tarihte birçok örnek ile karşılaşılabilmektedir. Antik yunan, Eski Yunan devletleri, Fransa başta olmak üzere bütün Avrupa’ nın yönetim şekli bir dönem aristokrasi ile oluşmuştur. Bu yönetime karşı gelinmesi Fransız devrimi ile birlikte halkın ayaklanması sayesinde devrilmiştir. Fransız devrimine kadar halkın büyük çoğunluğu aristokrasi yönetim anlayışı ile yönetilirken, bunun ardından Fransız devrimi ile bu anlayış yok olmuştur. Arstokrasi kavramının geçerliliğinin yitirilmesi ise, Kral 14. Luis’ in orduyu modernizasyon çalışmaları ile birlikte değişen sistemleridir. Askerler üst zümreyi oluşturmadıkları içini bu yönetim şekli de zaman içerisinde ortadan kalkmıştır.

Fransız Devrimi ile birlikte aydınlanmanın getirdiği birçok yenilik anlayışı da aristokrasiye olan inancı yerle bir etmiştir. Soylu sınıfın bu zamana kadar hak edilmeden sadece doğum yolu ile oluşması bir süre sonra halkın ayaklanmasına da yol açmıştır. Halkın seçme hakkının olmaması, söz sahibi olmaması durumları devrim sürecini hızlandırmıştır.

Aristokrasi ve Platon

Platon’ un aristokrasiye bakış açısı ideal devlet mutlak düzen ile sağlanmaya çalışılmaktadır.

Platon’ un mutlak devlet anlayışında üçe ayrılan bir sınıf farklılığı bulunur. En süt zirvede yönetim yer alırken en alt sınıf ise işçileri oluşturmaktadır. İşçi sınıfı çalışmak ve devletini kalkındırmak durumundayken, yönetici sınıfının ise kanun koyuculuğu, yönetimde söz hakkı olma ve devleti için en ideal yönetim şeklini benimseme görevleri bulunmaktadır. Platon’ un ideal devlet düzeninde aile kavramı yalnızca alt sınıfa tanınmış bir haktır. Bu sayede alt tabaka çoğalacak ve devletin kalkınması için çalışmak zorunda olan birçok insan yetiştirecektir.

İdeal Devlet Anlayışı

Platon Eflatun ismi ile de bilinen ünlü bir felsefe uzmanı ve filozofudur. Platon’ un ideal devlet tanımına uygun olmak üzere her birey yönetilmeye ihtiyaç duyar. Yönetilmenin mutlu ve refah içerisinde olabilmesi için ideal devlet tanımları bulunmaktadır. Bir arada yaşayan ve devletin oluşturan halk, birisi veya birileri tarafından yönetilmeye ihtiyaç duyar. Bu yönetim şekli halkın da çıkarlarını gözetecek ve devleti refaha taşıyacaktır. İdeal devlet anlayışı da bunu gerektirir.

Ariktokrasi nedir sorusuna kısaca “en iyisi tarafından yönetilme” şeklinde de söylenebilir.

Aristokrasinin Özellikleri

Aristokrasinin Özellikleri
Aristokrasinin Özellikleri

Aristokrasi, soyluların veya seçkin bir sınıfın yönetimde olduğu bir yönetim biçimidir. Bu yönetim biçiminin temel özellikleri şunlardır:

Seçkin Sınıf Hakimiyeti:

  • İktidarda soylular, bilgeler veya zenginler gibi seçkin bir sınıf bulunur.
  • Bu sınıf, halkın üzerinde hakimiyet kurarak onlar adına karar alır.
  • Halkın yönetime katılımı sınırlıdır veya hiç yoktur.

Miras ve Soya Önem Verilir:

  • İktidara gelmek isteyen aile veya grup soylu olmalıdır.
  • Bir kişinin statüsü, ailesinden veya soyundan gelir.
  • Yetenek ve liyakatten ziyade, aile geçmişi ve soyluluk daha önemlidir.

Sınırlı Katılım:

  • Aristokratik yönetimde, seçkin bir grup herkes yerine karar verir.
  • Halkın karar alma sürecinde herhangi bir rolü yoktur.
  • Yöneticiler, halk tarafından seçilmez, genellikle aileden veya soydan devralınır.

Bilgelik ve Yetenek:

  • Aristokrasi, toplumun en iyilerinin yönetimde olduğunu savunur.
  • Yöneten kişiler bilge, yetenekli ve eğitim düzeyi yüksek kimseler olmalıdır.
  • Yöneticilerin bu niteliklere sahip olması, toplumun refahı için gerekli olduğuna inanılır.

Grup Çıkarları:

  • Aristokraside karar alma sürecinde genelde belirli bir grubun çıkarları göz önünde bulundurulur.
  • Bu grup, genellikle soylular veya seçkin sınıftan oluşur.
  • Halkın çıkarları, seçkin sınıfın çıkarlarının arkasında kalabilir.

Eşitsizlik ve Eleştiriler:

  • Aristokratik yönetim biçimini benimsemiş toplumlarda gelir eşitsizliği ve sosyal adaletsizlik görülebilir.
  • Bu durum, aristokrasinin sıkça eleştirilmesine neden olur.
  • Eleştiriler, aristokrasinin halka karşı sorumsuz olması, ayrıcalıklı bir sınıf yaratması ve eşitsizliği körüklemesi gibi noktalara yoğunlaşır.

Yeni yazılarımız için bizi twitter’da takip edebilirsiniz