Boşanma Sebepleri ve Değişime Uğramış Geniş Aile: Çağdaş toplumda çekirdek ailenin en yaygın aile türü olduğuna ilişkin bazı kanıtlar olsa da coğrafi uzaklık, akrabalık ile ilgili bütün bağların zorunlu olarak koptuğu anlamına gelmez. Kitlesel iletişim ve zahmetsiz ulaşım çağında, değişime uğramış geniş ailenin tipik özellikleri olan akrabalar arasındaki yakınlık ve karşılıklı destek, genelde mektup, sosyal ağ üstünden fotoğraf paylaşma ya da ziyaret sayesinde gerçekleşir. Aşağıda, boşanma sebepleri, boşanma eğilimleri, boşanma oranının yükseliş nedenleri ve sonuçları verilmiştir.

Çocukların Ailedeki Pozisyonlarının Değişmesi:

20. yüzyılda ve erken 21. Yüzyılın ortalarında aileler daha çocuk merkezli aileler haline gelmektedir.

Aileler son yüzyıl içinde daha da küçüldüler. Her çocuğa bireysel düzeyde daha çok özen gösterilebileceği söz konusu oldu.

Kimler Boşanmaktadır?

Kimler Boşanmaktadır?

Boşanma nüfusun bütün gruplarını etkilemesine rağmen bazı gruplarda boşanma oranları daha da yüksektir. 19 yaş öncesi gerçekleştirilen evliliklerdeki boşanma oranı, geneldeki boşanma oranlarını ikiye katlamaktadır. Evliliklerin ilk 5-7 yılları arasındaki dönemde ve 10-14 yıllarından sonraki dönemde boşanma oranı daha yüksektir.

Boşanma oranındaki artışın nedenleri iki grupta toplanabilir. Bunlardan ilki, boşanmayı daha kolay ve ucuz hale getiren hukuki değişim ve ikinci olarak da boşanmayı daha pratik ve sosyal olarak kabul edilebilir hale getiren ise toplumsal değişimdir.

Boşanma Oranlarının Bir Yükseliş Nedeni Olarak Hukuksal Değişimler:

Son yüzyıl içindeki hukuksal değişimler boşanmayı daha kolay ve ucuz hale getirmiştir ve erkeklerle kadınlara boşanmada eşit haklar sağlandı. Bu durum son elli yıl içinde özellikle de 1970-1980’lerde boşanmada meydana gelen hızlı artışı açıklamaktadır.

Boşanma Oranlarının Yükseliş Nedenleri

  • Boşanmayı kolaylaştıran hukuksal değişimler,
  • Evlilikten beklentilerin yüksek oluşu,
  • Aile yaşamının özelleşmesi,
  • Kadınların rolünde ve tutumunda meydana gelen değişimler,
  • Refah devleti,
  • Yalnız ebeveynlere yapılan destekler,
  • Ailenin işlevlerinin azalması,
  • Boşanmanın sosyal olarak da kabul edilir hale gelmesi,
  • Laikleşme- dinin evliliğe ilişkin öneminin azalması,
  • Yaşam beklentisinin yükselmesi.

Boşanma Oranlarının Bir Yükseliş Nedeni Olarak Toplumsal Değişmeler:

Toplum yapısındaki değişme ile birlikte boşanma oranları da artmıştır. (Sosyal tutumlardaki değişim, elverişli ve etkili gebelik kontrolü, özelleşmiş çekirdek ailenin gelişmesi, ailenin işlevlerinin azalması, yaşam beklentisinin yükselmesi).

Boşanmanın Sonuçları

Evliliklerin bitişi genelde çok sancılı bir süreçtir ve çok sayıdaki evliliğin boşanma ile sona ermesi bireyler, aileler ve toplum için birçok sonuca sahiptir.

1.Boşanmaların Çocuklar İçin Getirdiği Sonuçlar

2008 yılında boşanan çiftlerin çocuklarının toplam sayısı yaklaşık 107000’di. Bu çocuklar 16 yaş altındaki genelde bağımlı yani aileleri ile birlikte yaşayan ve boşanmadan dolayı çok ciddi sorunlarla karşılaşan sorunlardır. Kişisel rahatsızlıklarından başka bu çocuklar her ne kadar pratikte mahkemeler velayeti anneye verseler de hangi ebeveynleriyle yaşamayı seçecekleri konusunda da çatışma yaşamaktadırlar.

2.Boşanmaların Yetişkinler İçin Getirdiği Sonuçlar

Boşanma sadece bir evliliğin yasal olarak sona erdirilmesi demek değildir. Aynı zamanda mülkiyetin ve birikimin paylaşılmasını da içerir. Boşanmakta olan eşler arasında mülkiyetin paylaşılması meselesinden ve çocuğun velayetini kimin alacağı konusundan ötürü ciddi hukuksal anlaşmazlıklar ortaya çıkmakta, davalar sürüp gitmektedir.

3.Boşanmaların Toplum İçin Getirdiği Sonuçlar

Boşanmanın artışı değişik türde pek çok hane halkının ve aile yapısının ortaya çıkması anlamına gelir. Yalnız yaşayan ebeveynlerin ve yeniden yapılandırılan ailelerin sayısında artış yaşanır. Daha fazla sayıda tek kişilik hane halkı, daha fazla sayıda evlilik dışı birlikte yaşayan çift, daha fazla sayıda evlilik dışı doğum ve daha fazla sayıda yeniden evlilik görülür. Örneğin, 2008’de eşlerden biri veya her ikisi için de bütün evliliklerin yüzde kırkı yeniden evliliklerdir.

Tek Ebeveynli Ailelerin Artışı

Ailedeki en önemli değişimlerden biri tek ebeveynli ailelerin sayısındaki artıştır. Bu tek ebeveynli ailelerin oranı 1971’den itibaren üçe katlandı ve İngiltere bu alanda Avrupa’daki en yüksek orana sahiptir. 2008’de çocuklu her 4 aileden biri tek ebeveynli aileydi. Bu ailelerin her 10’undan 9’u kadınların aile reisiyle olduğu ailedir.

Niçin Daha Çok Sayıda Tek Ebeveynli Aile Var?

  • Kadınların daha fazla ekonomik bağımsızlık kazanması
  • Gebeliğin önlenmesi,
  • Erkeğin tutumundaki değişimler,
  • Gebelik nedeniyle zorunlu evliliklerin azalması,
  • Kadınlar için üreme teknolojisinin varlığı,
  • Sosyal tutumlardaki değişimler.

Evliliklerin Azalması, Birlikte Yaşama Oranındaki Ve Kabulündeki Artış:

Evliliğin zayıflaması, evlilik öncesi ya da evlilik dışı birlikte yaşamanın artışı, 21. Yüzyılın başlangıcındaki iki önemli sosyal değişimdir. Evlilik oranları Britanya’da düşmektedir ve yaşadıkları ilişkinin resmi olarak tanınması arayışından ziyade birlikte yaşamayı tercih eden çiftlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Evliliğin öneminin azalışıyla ve evlilik dışı birlikteliğin artışıyla ilgili nedenler şöyle sıralanabilir:

  1. Kadınların ekonomik bağımsızlığının artması
  2. Boşanma oranının yükselmesi ve evliliği düşünen çiftlere evlilikle ilgili verdiği mesaj
  3. Laikliğin gelişmesi
  4. Değişen sosyal tutumlar
  5. Gebelik kontrolünün çok daha kolay ulaşılabilirliği ve güvenilirliği
  6. Evlilikten yükselen beklentiler

Evlilik Dışı Gerçekleşen Doğumlardaki Artış:

Bugün bütün doğumların neredeyse yarısı evlilik dışı birlikteliklerden meydana gelmektedir (2009’da oran %46’dır). Bu oran 1971’dekinden yaklaşık 5 kat daha yüksektir. Evlilik dışı gerçekleşen doğumlarla ilgili kayıtların sayısına rağmen, bu doğumların neredeyse 10’da 9’u ebeveynlerin birlikte kaydettirdikleri doğumlardır. Bu durumdaki ebeveynlerin 3’te 2’si aynı adresi vermişlerdir. Bu, ebeveynlerin birlikte yaşadığını gösterir. Dolayısıyla eşler, her ne kadar evli olmasalar da çocuk istikrarlı bir ilişkiye sahip bir çiftin evinde doğar. Evlilik dışı doğumların sayısındaki artışa dair açıklamalar boşanma oranlarındaki artışa, evlenme oranındaki düşüşe ve evlilik dışı birlikte yaşamaya dair yapılan açıklamalara çok benzerdir.

SONUÇ: Diyebiliriz ki, aile-evlilik-boşanma kavramları bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı, bunlara ilişkin problemler de bütüncül bir yaklaşımla ancak çözümlenebilir. Bütün toplumlarda bu tür sorunlar olmakla birlikte bu sorunların düzeyi ve belirleyicileri toplumlara özgü olarak farklılaşmaktadır.

Aile çeşitleri hakkında daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak için sayfayı ziyaret edebilirsiniz: https://www.bilgihakkinda.com/aile-cesitleri/

Yeni yazılarımız için bizi twitter’da takip edebilirsiniz