Ortaçağ siyasal düşüncesinin kaynakları, ilk çağın Stonizm’ in Platon‘ un, Aristoteles ile Romalı hukukçuların görüşleri ve Hristiyanlığın yaklaşımları Ortaçağ siyasal düşüncelerine sahip olmuşlardır.

Hristiyanlığın İnsan-Devlet anlayışı:

Daha öncede belirtildiği gibi ortaçağ siyasal anlayışa hakim olan Hristiyanlık inancıdır. Hristiyanlığın devlet ve siyasal yaklaşımı Stoisizm ilkelerine ile değişiklik göstermeye başlamıştır. İnsanları Tanrının küçük bir modeli olarak kabul eden Hristiyanlık insanların bir kaynaktan oluştuğu inancı hakimdir. İnsanlar maddi ve manevi çıkarların peşinde olmayacak manevi duygulara ve diğer dünyaya yönelik çaba gösterecektir. Devlet ilişkisinden çok Tanrı ile olan ilişki ön planda tutulacaktır. Bu yaklaşımda devlet önemini büyük ölçüde kaybetmiş ve insanlar sadece Tanrıya itaat eder hale gelmiştir. Bu süreç içerisinde siyasal iktidarla dini iktidar arasında bir rekabetin ortaya çıkma ihtimali ise her zaman yüksek olacaktır.

Dini-Siyasal İktidar İlişkisi.

Siyasal iktidarla arasına mesafe koymak isteyen Hristiyan dini liderleri daha sonra bağımsız güç olmak için ortaya çıkmaya başlamışlardır. Kilise ile siyasal iktidarın tek elden yetkileri aldığı vurgulanmaktadır. Hristiyanlık dinini yayılma sürecinde siyasal ortama dahil olmayacağını ve siyasal iktidarında kiliseye müdahale etmemesi için görüş belirtmekteydi. Hristiyanlık dininin yayılmasıyla birlikte siyasal iktidar karşısında kilisenin gücünü artırmaya başlamıştır. Siyasal iktidarı kiliseye tabi olma gayretleri de farklı bir gelişme olarak görülüyor.

Kilisenin Üstünlük Mücadelesi-İddiaları

Siyasal güç kişinin bedenine hükmeder, dini güç ise ruh üzerinde etkili olduğu iddiasıyla harekete eden kilise ruhun bedenden üstün olduğu için kilisenin devletin üzerinde de etkili olması gerektiğini savunmuştur. Papalığı savunanların iddiası Papalığın tüm iktidarların kaynağının Tanrı olduğu yönünde olmuştur. Siyasal iktidarı savunanlar ise dini gücün siyasal iktidar içinde sayılması gerektiği düşüncesindedirler. İktidarın topluma ait olduğu düşüncesi hakim olan siyasal iktidar, dini iktidarın da Papaya karşı değil de kiliseye bağlı dini topluluklara ait olduğunu iddia edilmiştir. Kiliseyi ile siyasal iktidarı bağımsız ayrı bir güç olarak gören ve insanın bu dünyadaki mutluluğunu sağlamaya yönelik çalışan siyasal güç, diğeri öbür dünyada ki mutluluğu ve düzeni sağlayan dini iktidar.

Ortaçağ Karanlık Dönem

Ortaçağ iktidar mücadelesi ile geçecek ve insanlık tarihinin en karanlık dönemidir. Hristiyanlık inancı ilk dönemlerde insanlara karşı adımlar atmış ancak daha sonra siyasal iktidar üzerinde hakimiyet kurma çabası göstermiş ve netice olarak siyasal iktidar ile birleşmiştir. Bütün iktidar türlerini Tanrıya bağlayan ve bu yönde insanların eşitliğinden söz eden Hristiyanlık dini ilerleyen tarihlerde bu anlayışlarından vazgeçme eğilimi göstererek siyasal iktidarı elde etme çabasına kapılmışlardır. Hristiyan düşünür St.Thomas ile İslam düşünürü olan İbn-i Haldun’un ortaçağa ve gelecek çağlara etkisi düşünceleri üzerinde duracağız.

Ortaçağda Siyasal Düşünceler hakkında yorumlarınızı bekliyoruz.

İlginizi Çekebilecek İçerikler