İnsan sosyal bir yaratık: İnsanı sosyal ve siyasal bir yaratık olarak gören İbn-i Haldun ekonomik sorunların ve güvenlik endişesinin insanları birlikte yaşamaya zorunlu kıldığını savunmuştur. İnsanlar bir arada yaşamaya başladıktan sonra bir birinden ve dış tehlikelerden korunma ihtiyacı doğmuştur. İbn-i Haldun’a göre koruma ihtiyacını sağlamak için siyasal bir otoriteye ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir. İnsanları toplum halinde yaşamaya iten nedenler ekonomik ihtiyaçla, güvenlik ihtiyacı olmuştur.

Üretim Biçimlerine Göre Toplumlar ve İnsan Karakterleri

İbn-i Haldun toplumları farklı biçimlere ayırırken gelir düzeylerini baz alarak kullanmıştır. kazanılması halinde yaşanmaktadır.  Zorunlu olanın dışın da kazanılan gelir insanların yerleşik düzene geçmesine neden olmaktadır. Kent hayatına geçen insanlar ya ticaretle ya da zanaat işiyle uğraşmak durumundadırlar.

Devlet

İnsanların birlikte yaşamaya başlamasıyla birlikte bir otoritenin  olmasının sorunlu olduğunu anlatan İbn- Haldun iktidar sahibi olanların ancak adil olması durumunda iyi yönetimden bahsedilebileceğini belirtir. Baskıcı yönetim olması durumda ise halkın isyan edebileceğinin altını çizmektedir. İbn-Haldun şehirleşmeye beraber artan kötülüklerden korunmak için devlet ve yargıçlar tarafından sağlanabileceği ifade eder. İnsanların kötülüğe ve başkasına zulmetme eğiliminde olduğunu anlatan İbn-i Haldun, devlet yapılanmasına geçmenin zorunlu bir hal aldığını söyler.

Devletin Yaşam Süreci

Devlet hayatı da bazı aşamalardan geçer, devletin ortaya çıkışı, gelişmesi ve çöküşü olmak üzere birbirini takip eder. Devlet yakınlık bağıyla ortaya çıkmaya başlar, yakınlar arasından en güçlü olan hepsini hükmü altına alır ve bütünlüğü sağlar. Bütünlüğün sağlanması ile birlikte devlette kurulmuş olur. Bütünlüğü sağlayan iktidara da hak sahibi olur. Ancak her zaman olduğu gibi başkan olanda da Tanrılaşma duygusu olmaya başlar. Çünkü bu duygu insanın doğasında vardır. İbn- Haldun hükmeden gücün tek olması gerektiğini ve ancak toplum düzeninin bu şekilde sağlanabileceğini söyler.

İklimin İnsanlar Üzerindeki Etkisi
İklimin İnsanlar Üzerindeki Etkisi

İklimin İnsanlar Üzerindeki Etkisi

İbn-i Haldun, iklim koşullarının insanlar üzerinde etkisi olduğunu ve yaşam tarzlarını, karakterleri ile ekonomik hayatın üzerinde etkili olabileceğini belirtir. Uygarlıkların  çok soğuk yada çok sıcak yerlerde ortaya çıkmadığını belirten İbni Haldun uygarlığın daha çok ılıman iklime sahip olan yerlerden çıktığını belirtir. Yapılar bulunulan iklim yapısına göre değişiklik gösterir. Yiyecek, içecek meyveler ve diğer canlılarda hava şartlarına dayalı olarak oluşmaktadır. İnsanların renginin de havalara bağlayan İbn-i Haldun çok sıcak iklimlerde yaşan insanların kara derili olduğunu ifade eder. İklimin insan karakterinde de etkili olduğunu belirten İbn-i Haldun sıcak yerler insanı tembelleştirir, kaygısız yapar, ruhu gevşetip tembelleştirir. Soğuk iklimlerde ise insanlar kaygılı ve güvensiz olurlar. İklim koşulları hayvancılık ve tarım ürünlerini etkiler.

İbn-i Haldun Kimdir?

İbn-i Haldun XIV. yüzyılın ilk yarısında 1332 yılında Tunus’ da doğmuştur.  Ailesi Tunus’ a yerleşmeden önce uzun bir süre İspanya’ da yaşamıştır. İbn-i Haldun teoloji, hukuk, doğa bilimleri, felsefe ve mantık alanında iyi bir eğitim görmüş ve  sosyolojinin öncüsü olan önemli bir İslam düşünürüdür. Tarihi bir bilim dalı olarak gören İbn-i Haldun, tarih bilimi sayesinde insanların neyin nasıl ortaya çıktığını öğrenme şansına sahip olduğunu ifade etmiştir. İbn-i Haldun’a göre dönemin yazarları tarihi olayları aktarırken olayların nedenlerini incelememişlerdir. İbn-i Haldun diğer yazarların ortaya koyduğu bilgilerin hangisinin yanlış ya da doğru olduğu üzerine yoğunlaşmıştır.

İnsan sosyal bir yaratık: İnsanı sosyal ve siyasal bir yaratık olarak gören İbn-i Haldun ekonomik sorunların ve güvenlik endişesinin insanları birlikte yaşamaya zorunlu kıldığını savunmuştur. İnsanlar bir arada yaşamaya başladıktan sonra bir birinden ve dış tehlikelerden korunma ihtiyacı doğmuştur. İbn-i Haldun’a göre koruma ihtiyacını sağlamak için siyasal bir otoriteye ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir. İnsanları toplum halinde yaşamaya iten nedenler ekonomik ihtiyaçla, güvenlik ihtiyacı olmuştur.

İlginizi Çekebilecek İçerikler